top of page

HEMOFİLİDE İNHİBİTÖR GELİŞİMİ

 

  • İnhibitör gelişimi, hemofili hastalarında tedavide uygulanan FVIII veya FIX proteinine karşı gelişen ve verilen faktörün etkinliğini azaltan reaksiyonlardır. Hemofili tedavisinde rastlanan en ciddi tedavi komplikasyonudur (%10-30).
     

  • Ülkemizde 2010 yılında tamamlanan ulusal inhibitör tarama projesinde  tüm hemofili-A grubunda %10, ağır hemofili-A hastalarında % 13 Hemofili-B hastalarında ise %3 saptanmıştır.
     

 

  • İnhibitör riskini artıran faktörler nelerdir?

    • Hemofiliye neden olan genetik mutasyonun özellikleri

    • Bağışıklık sistemini etkileyen diğer genetik özellikler

    • Kısa sürede yoğun faktör kullanımı

    • Kanadıkça tedavi uygulaması

    • Pediatrik yaş grubunda, rekombinant faktör ürünlerinin plazma kaynaklı faktörlere kıyasla inhibitör riskini artırdığına dair çalışmalar olmakla birlikte bu durum erişkin hastalar için kanıtlanmamıştır.

 

  • İnhibitör gelişimiyle kanamayı durduracak yeterli tedavi olanağı sağlanamaması nedeniyle ‘’hedef eklem” sık görülür.  Bu nedenle İnhibitörlü hastalarda eklem hasarı ve sakatlık gelişme oranı belirgin olarak yüksektir.
     

  • Tüm hemofili hastalarında en az yılda 1 kez inhibitör tarama testi yapılmalıdır. Bunun dışında, tüm cerrahi girişimlerden (diş çekimi ve sünnet dahil) önce ve şüphelenilen durumlarda da mutlaka inhibitör taranmalıdır.
     

  • İnhibitörden ne zaman şüphelenelim?

    • Yeterli profilaksiye rağmen kanamalarının olması,

    • Kanamanın daha uzun sürede ve yüksek dozlarda FVIII tedavisi ile durdurulabilmesi

    • Yeterli dozda uygulanan FVIII tedavisine rağmen, aPTZ testinde beklenen düzelmenin gözlenmemesi

    • Tedavi sonrası FVIII düzeyi ölçüldüğünde hedeflenen düzeylere ulaşılamaması durumlarında inhibitörden şüphe edilmelidir.

    • Hastayı takip eden hekimin yanı sıra hasta ve hasta yakınlarının da inhihitör gelişimini akla getiren bu durumlara karşı dikkatli olmalı, gerektiğinde sağlık ekibine hatırlatmalıdır.

 

  • Hastanın %100 olan FVIII aktivitesini yarı yarıya azaltan yani %50’sini inaktive eden inhibitör aktivitesi 1 Bethesda Ünitesi (BÜ/ml) olarak tanımlanır. Bethesda testi ile >0,6 BÜ/ml olan titreler pozitif olarak kabul edilir.
     

  • Tedavinin temelinde FVIII veya FIX’a gereksinme göstermeden pıhtı oluşumunu sağlayan ‘’Bypass edici ajanlar’’ (NovoSeven ve FEIBA) kullanılmaktadır. Her iki ilaçla da başarılı profilaksi uygulamaları mevcuttur. Ancak ülkemizdeki geri ödeme sistemi profilaksi için sadece FEIBA kullanımına izin vermektedir.

bottom of page